Salgın Döneminde Teknoloji ve Küresellik


Salgın Döneminde Teknoloji ve Küresellik

Tehdit (Outbreak/1995), 28 Gün Sonra (28 DaysAfter/2002), Salgın (Contagion/2011) ve Dünya Savaşı Z (World War Z/2013) en fazla bilinen salgın filmlerinden birkaçıdır. Ve çoğu yeni de değil.  Teknoloji tabanlı kıyamet filmleri de cabası…

Bir zamanlarbizleri eğlendiren, ancak asla bizim başımıza gelmeyeceğinden -neredeyse- emin olduğumuz böyle bir felaketin, üstelik de küresel boyuttaki bir felaketin 2 yıla yakın bir süredir içinde yaşıyoruz.

Elbette yitirilen yaşamlar, salgının ilk ve telafisi mümkün olmayan sonuçlarıdır. Ardından kapanan işyerleri, salgının toplumu en çok hırpaladığı yanların başında gelmektedir. Salgından korunmak için küresel ölçekli kapanmalar, bireylerde ve toplumlarda ciddi travmalara yol açtı ve açmaya da devam ediyor.

Ne var ki, küresel salgının neden olduğu acılar ve sıkıntılar henüz bitmeden, farklı farklı yan etkileri (ya da artçı sonuçları) ortaya çıkmaya başladı.

İlk şaşkınlıktan sonra uzaktan çalışmalar, uzaktan toplantılar ve uzaktan eğitim denemeleri bizlere teknolojinin olası nimetleri açısından farklı bir göstergeye dönüşerek tuhaf bir sevinç iklimi oluşturdu. Yaşadığımız olağandışı ve olağanüstü sıkıntı ve korkulara rağmen teknolojinin sağladığı, hatta toplumu düşünülenden hızlı biçimde dönüştürdüğü durum, özellikle teknoloji fanatiklerinde büyük bir zafer havası yarattı.

Diğer taraftan birçok sektörde üretim durdu. Hizmet sektörü, özellikle turizm neredeyse tamamen durmuştu. Havayollarındabüyük iflaslar yaşandı. Alitalia gibi çok köklü havayolları bile bu fırtınayı atlatamadı. Petrol fiyatları eksiye düştü. Yani petrol üreticileri ürettikleri petrolü alıp götürülmesi için üstüne para vermeye başlamıştı. Daha önce hiç tanık olmadığımız bir dizi tuhaflıklar yaşanmayabaşlamıştı.

Tarımsal ürün ve gıda sıkıntısına yönelik korkular gerçekleşmezken, teknolojik ürün ve hizmetlerde patlama yaşandı.

En ilginç gelişmelerden biri ise yonga (chip) sıkıntısı oldu. Yonga sıkıntısının ilk etkilediği alan, genel kanının aksine otomotiv sektörü oldu. Yonga sıkıntısının elektrikli araçlara geçişle daha da kötüleştiği düşünülüyor. Zira, standart bir orta sınıf araç tipik olarak yaklaşık 300 yonga kullanırken, yeni elektrikli araçların kullandığı yonga sayısı 3.000′e kadar çıkmaktadır.

BMW, Audi, Volkswagen, Ford, General Motors, Porsche, Skoda ve Seat gibi büyük otomobil markalarının tümü üretimleri yavaşlatmaya başlamak zorunda kaldılar. Satış hacmine göre dünyanın en büyük otomobil üreticisi olan Toyota, eylül ayı küresel üretimini önceki plana göre %40 azaltacağını belirtmişti.

Büyüyen yonga sıkıntısı telefonüreticilerini de etkilemeye başladı. Apple bu sıkıntının etkilerini en aza indirmek için öncelikle iPhone üretiminde iPad parçalarını kullanacağını belirtirken, ardından da üretimde kısıntılar yoluna gitmek zorunda kalacağını açıklamıştır.Benzer kaygı ve sıkıntılar Nintendo tarafından da dile getirildi. Daha ilginç olan bir durum ise, yonga sıkıntısının Intel’in işlemci (CPU) üretimini de etkilemiş olması…

Müşterileri arasında Qualcomm ve MediaTek gibi özellikle akıllı telefon sektörünün önde gelen işlemci üreticileri de bulunan GlobalFoundaries’in 2023 yılı sonuna dek tüm üretim kapasitelerinin satıldığını açıklaması ise bu konudaki kaygıları biraz daha artırdı.

Ülkemiz bu sıkıntıların neresinde henüz pek belli değil. Ancak bu durumun beyaz eşya sektörünü de etkilemeye başlaması ve yerli elektrikli aracın deneme sürüşleri üzerine çıkan haberlere bakılırsa şimdilik dolaylı olarak etkilendiğimiz bu sıkıntının sanki çok yakın gelecekte doğrudan etkilerini de görebiliriz gibi duruyor.

Bütün dünya gibi benzer sorunlar ile boğuşanÇin, otonom ve elektrikli araçlar için gerekli bütün altyapıyı içerecek özel bir akıllı süper otoyolunu inşa edeceğini duyurdu. Araç hızlarını %20-30 oranında artırırken, kazaları ve ölümleri önemli ölçüde azaltmayı hedefleyen bu proje için söz konusuotoyol; araba ve sürücüler arasında sürekli iletişimi sağlayacak çeşitli sensörler ve kablosuz altyapı ile donatılacak.

Ancak Çin sadece mevcut yolları otonom araçlara uyarlamakla yetinmeyecek gibi görünüyor. Teknoloji tabanlı ve bütünüyle yeni bir şehir inşa etmek için çok küçük bir köyü seçerek,burada 583 milyar dolarlık harcamaylaneredeyse Chicago’nun2,5 milyonluk nüfusu kadar insanı barındıracakve otonom araçlara özel olarak inşa edilmiş dünyanın ilk yapay zekâ kentini kurmaya hazırlanıyorlar. Çin’in yüksek teknoloji devlerinden Baidu, trafik yönetimi, otonom araçlar ve çevre korumaya odaklanan bir “yapay zekâ kenti” inşa etmek için gerekli anlaşmaları imzalamış durumda. Bu akıllı kentin, beton içine gömüleceksensörler, akıllı görüş ile donatılacak trafik ışıkları ve yayaların yaşlarını tahmin edecek kavşaklar gibi çok değişik teknolojikunsurları içereceği belirtiliyor.

Burada özellikle hatırlatmak gerekir ki, dünyada çeşitli ülkelerde yürütülen manyetik tren (maglev) Ar-Geçalışmalarına rağmen Çin, gerçek bir projeyi Şangay’da Pudong Uluslararası Havalimanı ile Longyangistasyonu arasında 2001 yılında başlatıp 2004 yılında hayata geçirerek bu konudaki ilk ve hatta tek ülke olmuştur.

Alice Harikalar Diyarında”kitabında Alice’in Cheshirekedisiile yaptığı konuşmanın aşağıdaki bölümü oldukça çarpıcıdır:

Alice:Buradan hangi yöne gitmem gerektiğini söyler misin?

Cheshirekedisi: Bu, nereye gitmek istediğine bağlı.

Alice:Nereye olduğu umurumda değil.

Cheshirekedisi: O zaman hangi yöne gideceğininde bir önemi yok.

Alice:Yeter ki bir yere varabileyim.

Cheshirekedisi:Eğer yeterince uzun yürürsen bir yere varacağından emin olabilirsin.

Hem küresel hem de yerel sorunlardan dolayı zorlu bir yıl geçirdik. 2021 yılını da sıkıntılar,endişeler ve ötelenmiş umutlar içerisinde geride bırakıyoruz.

2022 yılında biraz daha rahat nefes alabilmek dileğiyle…

Mehmet Ali İNCEEFE

Editör


İlginizi Çekebilecek Yazılar





İletişim | Gizlilik | Kullanım Koşulları